OKULA DÖNÜŞ

blog
06
Eyl.

OKULA DÖNÜŞ

   Yüksek öldürücülük özelliği ile Covid-19 dünyadaki tüm insanları etkileyecek bir tesire sahip olmuştur. Küresel dünyada ulaşım kanallarının son derece gelişmiş olmasının olumsuz bir sonucu olarak Covid-19’un etki alanı da son derece de büyük olmuştur. Netice itibariyle 31 Aralık 2019 tarihindeki ilk tanının konulmasından kısa bir süre sonra, virüsün etki alanı mütemadiyen genişlemiştir. Bu süreç minvalinde Covid-19, 11 Mart 2020 tarihinde Dünya sağlık örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir (WHO, 2020). Salgın sağlıktan politikaya, eğlence sektöründen dini mekanlara kadar gündelik hayatın hemen her yerinde ciddi tesirlere sebep olmuştur. Her alanda ciddi etkilere sahip olan salgın, özellikle eğitim öğretim süreçlerini sekteye uğratmıştır.
  Salgına karşı geliştirilen mücadelelerin temel taşlarından birisi sosyal mesafe olmuş ve eğitim-öğretim süreçlerinde de sosyal mesafe uygulanmıştır. Bu doğrultuda Dünya genelinde 150’den fazla ülkede okullar kapanmış (OECD, 2020) ve birçok öğrenci okuldan uzak kalmıştır. Farklı bir veri kaynağından söz edecek olursak TEDMEM’in yayınlamış olduğu rapora göre salgın nedeniyle Nisan ayının başından okul öncesinden yükseköğretime 194 ülkede okullar kapatılmış ve yaklaşık 1,5 milyar öğrenci bu durumdan etkilenmiştir (TEDMEM, 2020: 3). Dolayısıyla salgının eğitim üzerindeki etkilerini gözler önüne seren çeşitli veri kaynakları mevcuttur, bu hususta Türkiye’nin nasıl bir süreç deneyimlediği son derece de önem taşır. Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta görülmüş ve eğitim sektörü ile ilgili sosyal mesafe uygulama kararı 12 Mart’ta açıklanmıştır. Söz konusu kararla 16 Mart ile 30 Mart arasındaki süreçte, iki hafta yüz yüze eğitime geçileceği açıklanmıştır. Ne var ki daha sonraki günlerde vaka sayıları da artmaya devam etmiş 25 Mart tarihinden 30 Nisan’a kadar yüz yüze eğitim yapılamayacağı belirtilmiştir. Nihai olarak belirtilen hususlar uzaktan eğitimin temellerini attığı bir sürecin başlangıcı olmuştur.
    Gerek Millî Eğitim Bakanlığı’na gerekse de Yüksek Öğretim Kurumu’na bağlı eğitim öğretim birimlerinde uzaktan eğitime geçilmiştir. Ne var ki böyle bir süreç ülkemizin daha önce deneyimlediği bir süreç olmamakla birlikte; süreç sağlıksal, ekonomik, psikolojik, sosyolojik, bilişsel gibi birçok açıdan önemle yürütülmesi gereken bir hale evirilmiştir. Uzaktan eğitime geçilmesi dijitalleşmeyle gerçekleşmiş ancak ilk başta alt yapı eksiklikleri söz konusu olmuştur. Nitekim uzaktan eğitim araçları olarak akıllı cihazlar ve internet erişimi birer ihtiyaç haline gelmiştir. Ancak ülkemizde açlık ve yoksulluk sınırları göz önüne alındığında bu ihtiyaçların aileler tarafından giderilemeyeceği bir gerçeklik haline gelmiştir.
Ailelerin yeterli imkanları sunamayacağı gerçekliği doğrultusunda, Millî Eğitim Bakanlığı EBA’daki dersleri TRT’de yayınlamıştır. Ancak süreç içerisinde yeni bir gerçeklik vuku bulmuştur. Zira öğrencilerin televizyon ekranında izlediği derslerde öğretmenlerine geri dönüt veremediği dolayısıyla etkileşimsel bir ders ortamı problemi ortaya çıkmıştır. Süreç içerisinde sistem üzerinden EBA’ya erişim için öğrencilere ve velilere internet imkânı sunulmasına rağmen öğrenciler açısından öğrenme durumları iyi bir noktaya erişememiştir. Burada daha önce ifade ettiğimiz sağlıksal, ekonomik, psikolojik, sosyolojik, bilişsel açıdan çeşitli unsurların iç içe geçmesi söz konusudur.
EBA, akıllı cihaz, internet kullanımı gibi altyapı unsurlarını göz önüne almadığımızda dahi öğretmen faktörü bile süreci başlı başına belirleyen bir hale erişmiştir. Süreçte öğretmenlerin uzaktan eğitim deneyimlerinin olmaması, sürece birçok açıdan hazırlıksız olmaları durumu ön plana çıkmıştır. Önemli bir husus olarak öğretmen sayısındaki yetersizlikler daha da ön plana çıkmıştır. Süreç veliler açısından da kolay gerçekleşmemiştir. Ailelerin de dijital eğitim tecrübesinin olmayışı, çocukların aynı zamanda önemli bir sosyalleşme araçlarından biri olan okula gitmemeleri velilere ekstra sorumluluk yüklemiştir. Birden fazla okula giden çocukları olan velilerin durumu düşünüldüğünde, yaşanılan sürecin zorlukları da katlanarak artmıştır.
   Üniversite öğrencileri içinde benzer alt yapı sorunları ortaya çıkmıştır. Bu süreçte bazı üniversiteler kendilerine online yapılarda ders işlemiş, bazı üniversitelerde ise Zoom, Skype gibi online platformlardan dersler işlemiştir. Ancak yine bağlantı sorunları, hocaların online eğitimdeki yetersizlikleri, öğrencilerin sürece uyum sağlamalarını olumsuz yönde etkilemiştir. Sınav dönemlerinde ise ekstra sorunlar ortaya çıkmıştır. Elbette ki tüm bu durumların yanında uzaktan eğitimin çeşitli imkanları da söz konusu olmuştur. Bilhassa kendi yaşadıkları şehirlerden farklı şehirlerde üniversite okuyan öğrenciler yurt ücreti ödemedikleri ve bulunduğu şehirden derse girebildikleri için muhtelif masraflar ortadan kalkmıştır. Ancak süreç uzadıkça öğrencilerin sosyal hayatları da zayıfladığı için süreç tekrar olumsuz bir şekilde deneyimlenmiştir. Nitekim belli kapanma dönemlerinde neredeyse tüm aile bireylerinin aynı anda bir arada evde olması durumu aile içi geçimsizlikleri ve şiddeti de arttırmıştır.
2021-2022 eğitim öğretim sürecinde çok yüksek oranda yüz yüze eğitime geçileceği haberi belli istisnalar dışında öğrenci, öğretmen ve velileri memnun etse de bu yazımızda vurgu yapılan tüm hususlar göz ardı edilmemelidir. Geçirmiş olduğumuz süreç çok yönlüdür ve neredeyse her yönü öğrenci açısından olumsuzluklar ile işlemiş bir süreçtir. Her ne kadar yüz yüze eğitime geçilecek olsa da bu sürecin geçen yılın gölgesinde yaşanacağı unutulmamalıdır. Öğretmen ve velilerin yüksek bir farkındalıkla hareket etmesi gerekmekte ve her bir öğrencinin ülkemizin geleceği için de ayrı bir öneme sahip olduğu unutulmamalıdır. Netice itibariyle pandemi etkisiyle “eğitimde fırsat eşitsizliği” en yüksek noktaya ulaşmış ve bu durumun sonuçları önümüzdeki sezona da sirayet edebilecek potansiyele ulaşmıştır.
Bizde İstatistik Dünyası olarak 2021-2022 eğitim öğretim döneminin veliler, öğretmenler, ülkemiz ve en çok öğrencilerimiz için hayırlı olmasını diliyor; çocuk ve gençlerimizin ülkemizin geleceği açısından da ayrı bir kıymete sahip olduğunu göz önüne alarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Kaynakça

* OECD. (2020). Education disrupted – education rebuilt: Some insights from PISA on the availability and use of digital tools for learning- OECD Education and Skills Today.

https://oecdedutoday.com/coronavirus-education-digital-tools-for-learning/

*TEDMEM. (2020). COVID-19 sürecinde eğitim: Uzaktan öğrenme, sorunlar ve çözüm önerileri (TEDMEM Analiz Dizisi 7). Ankara: Türk Eğitim Derneği Yayınları.

 *WHO (Erişim Tarihi: 02.09.2021): https://www.euro.who.int/en/health-topics/health-emergencies/coronavirus-covid-19/novel-coronavirus-2019-ncov

 


© Copyrights 2020 | istatistik.com.tr | Tüm Hakları Saklıdır.

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial