TÜRKİYE ‘DE YAŞAYAN KIRGIZİSTAN VATANDAŞLARINDA COVİD-19 SALGINI ETKİLERİNİN ÖLÇÜLMESİ ÇALIŞMASI

Sayı: 003 18 Ağustos 2020

TÜRKİYE ‘DE YAŞAYAN KIRGIZİSTAN VATANDAŞLARINDA COVİD-19 SALGINI ETKİLERİNİN ÖLÇÜLMESİ ÇALIŞMASI, Haziran 2020

GİRİŞ

İnsan  ve  nüfus  hareketleri  göç  kavramı  altında  ele  alınmaktadır.  İnsanların  genellikle  daha  iyi şartlarda yaşamak amacıyla bulundukları yurtlarını terk ederek başka bir yere gitmek amacıyla yer değiştirmelerine göç denir. İnsanlar daha tarihin ilk dönemlerinde bile doğal afetlerden kaçma, yaşamları için ihtiyaç duydukları gereksinimlerini karşılayamama gibi nedenlerle bulundukları yerleri terk ederek göç etmişlerdir. Bu doğrultuda göçün insanla birlikte tarih sahnesine çıkan bir olgu ve insan topluluklarının kaçınamayacakları bir süreç olduğu söylenebilir. Örneğin göç hareketleri sınır aşıp aşmamasına göre iki gruba ayrılmaktadır. Ülke sınırları içerisinde meydana gelen yer değiştirme hareketine iç göç, ülke sınırları aşılan insan hareketlerine ise dış göç denilmektedir. Dış göçlerin genellikle kaynak ülkedeki işsizlik ve nüfus patlamasının birer sonucu olduğu, ülkelerinin ekonomisi üzerindeki baskıyı hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda gittikleri ülkelerde de potansiyel oluşturarak, ülkelerine maddi ve manevi yardım unsuru teşkil edebildiği kabul görmektedir. Bununla birlikte, yurt dışından ülkeye gelen göçmenlerin ekonomisi zayıf ve gelişmekte olan ülkelerde bir ekonomik baskı unsuru oluşturduğu ve çeşitli ekonomik ve sosyal zorlukların kaynağını oluşturabildiği de ifade edilmektedir. Göç hareketleri, aynı zamanda kişilerin istekli olma durumuna göre de sınıflandırılabilmektedir. İnsanların kendi isteği ile ikamet ettiği yeri değiştirmesine serbest göç, ikamet ettiği yerde yaşayabilmesi için gereken yaşamsal şartların ortadan kalkması durumunda ortaya çıkan insan hareketlerine ise zorunlu göç olarak tanımlanır. Tanımlardan anlaşılabileceği gibi, bazı farklılıklar olmasına rağmen göç tanımlarının ortak unsuru yer değiştirmedir. Bu yer değiştirme, çok kısa mesafeli olabileceği gibi, ülke sınırları dışına taşan uzunlukta bir mesafede de olabilmektedir. Bu bağlamda tanımlamak gerekirse göç; iktisadi, sosyal, siyasi ve ekolojik veya bireysel nedenlerle, bir yerden başka bir yere yapılan ve kısa, orta veya uzun vadeli geriye dönüş veya sürekli yerleşim hedefi güden coğrafi, sosyal ve kültürel bir yer değiştirme hareketidir.

Birçok insanın yurt dışında yaşama hayali kurmuştur. Cesaret edemeyenin, cesaret edene imrenerek baktığı; cesaret edenin ise zaman zaman karşılaştığı zorluklardan dolayı kendi kendine “Acaba doğru mu yaptım?” diye sorduğu, asla kolay diye tanımlanamayacak bir hayat bekliyor olacaktır sizleri.

Her güzel şeyin bir bedelinin olduğu gibi, bu yurt dışında yaşamanın da sizi karşı karşıya bıraktığı birçok zorluğu olacaktır.

Ruh, beden ve yaşam sağlığı bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Hastalıklarla mücadele biyolojik ve fizyolojik açıdan sürdürülürken; sosyolojik ve psikolojik boyutundaki gözden kaçan hususlar önemli sonuçlar doğurabilmektedir.

Eğer biyolojik ve fizyolojik mücadelenin yanında sosyolojik ve psikolojik etkileri de göz önünde bulundurursak hastalıklarla ve doğurdukları sonuçlarla mücadelede daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Pandemi gibi ciddi sonuçlar doğuran salgın hastalıklarda; tüm kurum ve kuruluşlarda, toplum ve bireylerde belirsizliğin artması, kaygı ve korkunun çoğalması insanların ya şama bağlılıklarını azaltarak stres ve panik havasının oluşmasının yanı sıra fizyolojik olarak ta bağışıklığımızı azaltabilmektedir.

Endişe, stres, yorgunluk, uykusuzluk, yaşamsal süreçlerdeki kargaşa ve beslenme bozuklukları başta olmak üzere birçok olumsuz durumla karşı karşıya kalınabilmektedir. Bu gibi olumsuz durumların kriz dönemlerinde yönetilebilmesi zor durumlardan ve olumsuzluklarından daha kolay ve daha az zararla çıkılmasına destek olacaktır.

Psikolojik ve sosyal sorunların biyolojik olarak bedenlerimizi alt üst eden hastalıklara neden oldukları gibi tam tersi de geçerlidir. Salgında ki biyolojik etkinin artması psikolojik ve sosyal salgının büyümesine, psikolojik ve sosyal salgının büyümesinin de salgınla biyolojik mücadelenin zayıflamasına neden olabilmektedir.

Bütün bunların yanında, pandemi sürecinde kendi ülkesinde olmayıp yabancı bir ülkede yaşıyor olmak insanlar üzerinde ayrı bir olumsuz etki yaratabilmektedir. Yabancı ülkelerde yaşayan yabancı uyruklu insanların dil ve kültür farklılıklarından dolayı yaşadıkları zorluklara birde salgın hastalıklarla mücadelenin eklenmesi bu insanların omuzlarındaki yükü bir kat daha ağırlaştırabilmektedir. Yaşadıkları ülkenin salgın hastalıkla mücadele uygulamalarından haberdar olmak, uygulamaları doğru anlamak, başvurulacak kurum/kuruluşları doğru bilmek salgın hastalıklardan korunmak için çok önemlidir.

Bu gerçeklerden yola çıkarak Koronavirüs salgınına Türkiye’de yakalanan yabancılara yönelik olarak, “Türkiye’de Yaşayan Yabancılara COVİD-19 salgınının etkileri araştırması: Kırgızistan Vatandaşları Uygulaması” konulu araştırması gerçekleştirilmiştir.

Araştırmada   kartopu   örnekleme   yöntemi   kullanılmıştır.   Türkiye’de   ya şayan   Kırgızistan vatandaşlarının üye olduğu ve/veya iletişimde olduğu sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere Kırgızistan vatandaşları ile iletişime geçilerek CATI ve/veya CAWI yöntemi ile veriler toplanmıştır. Ayrıca  Türkiye’de  yaşayan  Kırgızistan  vatandaşlarının  üye  oldukları  sivil  toplum  kuruluşları yöneticileri ile de odak gurup toplantıları yöntemi ile veriler toplanmıştır. 14 Haziran-10 Temmuz 2020 tarihleri arasında   toplanan   veriler   aşağıda   sunulan   sonuçlar   neticesinde   rapor oluşturulmuştur.

AMAÇ

Bu çalışmanın ana amacı, Türkiye’de yaşayan Kırgızistan vatandaşlarının Pandemi sürecinde yaşadıkları sıkıntıların tespit edilmesi ve beklentilerinin ortaya konmasıdır. Ülkesinden, ailesinden ve kendi kültüründen uzak bir yerde yaşamanın verdiği sıkıntıların yanında pandeminin de zorlaştırdığı hayatlarında ne tür beklentileri var onları da ortaya koymak diğer amaçlar arasındadır.

KAPSAM

Bu araştırmanın kapsamını Türk vatandaşı olmayan ve Türkiye’de yaşayan 18 yaşından büyük kişilerden oluşmaktadır.

YÖNTEM VE SÜREÇ

Çalışma Kartopu örnekleme yöntemi ile belirlenen örnek bireyler üzerinden CATI ve/veya CAWI yöntemlerini kullanarak veri toplaması gerçekleştirilmiştir. Çalışma 14 Haziran-10 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.

YÖNETİCİ ÖZETİ

Çalışma 14 Haziran-10 Temmuz 2020 tarihleri arasında CATI ve CAWI yöntemi ile gerçekleştirilen çalışma sonucunda Türkiye’de yaşayan Kırgızistan vatandaşları özelinde bu rapor hazırlanmıştır.

Çalışmaya toplam 166 Kırgızistan vatandaşı katılmıştır.

  • Çalışmaya katılanların %77,3’ünün kadın, %22,7’sinin erkek olduğu görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %40,9’unun 45-54 yaş aralığında yer aldığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %54,5’inin kendi imkanları ile geldikleri görülürken, %18,2 si şirket aracılığı ile para ödeyerek geldikleri gözlenmiştir.
  • Çalışmaya katılanların %47,6’sının kendi evinde tek başına/ailesiyle yaşadığı görülürken, %38,1 inin arkadaşları ile ortak bir evde kaldıkları tespit edilmiştir.
  • “Türkiye’de geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?” sorusuna çalışmaya katılanların %72,2 si çalışarak kendisinin karşıladığı, %27,3 ünün de kendi ülkelerinden ailelerinin desteği ile geçimini sağladıkları görülmektedir.
  • Türkiye’de yapılan işlere yönelik cevaplar incelendiğinde, çalışmaya katılanların %50 işçi olarak veya farklı işlerde çalıştıkları görülürken, %18,2 sinin “Evde yardımcı hizmetlerde çalışıyorum” dedikleri, %4,5 inin “Evde hasta/yaşlı bakımında çalışıyorum” dedikleri gözlenmiştir.
  • Araştırmaya katılanların “Ülkenizde sizi bekleyen bir aileniz var mı?(Anne-baba, eş-çocuk vb.)” sorusuna %72,7 oranında evet cevabını verdikleri görülmüştür.
  • Araştırmaya katılanların “Ülkenize ailenize para gönderebilme durumunuzu belirtiniz.(TL)” sorusuna %86,4 oranında hayır cevabını verdikleri görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların “Türkiye’de 1 aylık geçiminiz için yaklaşık olarak harcadığınız parayı belirtiniz.(TL)” sorusuna %40,9 u 2001-3000 TL arasında, %27,3 ü 1000-2000 TL arasında paraya ihtiyaçları olduğunu belirttikleri görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “Türkiye’de yaptığınız iş karşılığında aylık yaklaşık olarak ne kadar kazanıyorsunuz?(TL)” sorusuna %27,3 ü çalışmıyorum cevabını verdikleri, %31,8 inin 1000-2000 TL arasında bir gelir elde ettiklerini belirttikleri görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların   “Türk  yetkililerin    yabancı   uyruklu    vatandaşlara olan    tutum  ve yaklaşımlarından memnuniyet”  dağılımları  incelendiğinde,  %18  inin  memnun  olmadığı  ve  %36,4 ünün de orta derecede memnun oldukları görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “Yaşanılan yerdeki komşuların yabancı uyruklu vatandaşlara karşı davranışlarından memnuniyet” durumları incelendiğinde %54,6 sının memnun oldukları görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “Türkiye’de sağlık hizmetlerinden memnuniyet” dağılımları incelendiğinde, %45,5 inin memnun olduğu, %36,4 ünün orta derecede memnun olduğu ve %18,2 sinin de memnun olmadıklarını belirttikleri görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların Türkiye’de yaşayan yabancı uyruklu vatandaşların kendi ülke yetkililerinin kendilerine olan yaklaşımlarından memnuniyet” dağılımları incelendiğinde %40,9 unun memnun, %18,2 sinin de memnun olmadıkları görülmüştür.
  • Araştırmaya katılanların “COVİD-19 salgını nedeniyle çalıştığım kurumun yaptığı açıklama ve bilgilendirmeler yeterli buluyorum.” Önermesine %36,4 oranında katılmadıkları görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “COVİD-19 salgınına karşı, evden işime gelene kadar geçen sürede benim dışımdaki insanların maske takma ve sosyal mesafe kurallarına uymadıklarını düşünüyorum.” Önermesine %27,3 oranında katılıyorum cevabını verdikleri görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “Türkiye’de Koronavirüs konusunda bilgilendirmelere ulaşmakta zorluk çekiyorum.” Önermesine %50 oranında kısmen katılıyorum cevabını verdikleri görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “Pandemi salgını sürecinde Türk vatandaşları ile Türk vatandaşı olmayanlar arasında hiç ayrım yapılmıyor.” Önermesine %81,8 oranında katılmıyorum cevabını verdikleri görülmektedir.
  • Araştırmaya katılanların “Türkiye’deki Koronavirüs le mücadele benim ülkeme göre çok daha başarılı.” Önermesine %36,4 oranında kısmen katılıyorum cevabını verdikleri görülmektedir.
  • Koronavirüs ekonomik durumu etkileme durumu sorgulandığında Araştırmaya katılanların %72,7 si olumsuz etkilendi cevabını verdikleri görülmektedir.
  • Koronavirüs kapsamında Türkiye Cumhuriyeti devletinden herhangi bir destek ya da yardım alma durumu sorgulandığında, Araştırmaya katılanların %22,5 i maddi destek, %13,5’i hijyen ve virüsten korunma ürünleri yardımı aldıklarını söyledikleri görülmektedir.
  • Koronavirüs kapsamında kendi ülkenizden herhangi bir destek ya da yardım alma durumu sorgulandığında, Araştırmaya katılanların %9,1 i maddi destek aldığını belirtirken %68,3 ü herhangi bir destek almadığını belirtmektedirler.
  • Çalışmaya katılanların %59,1′,inin ellerini sık sık yıkama/kolonya kullanma isteğinin arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %40,9’unun insanların salgın hastalıklarıyla ilgili kişisel tedbirler almadıklarıyla ilgili düşüncelerinin arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %31,8 inin hastalığa yakalanma riskinin arttığını düşündükleri görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %40,9’unun öksüren/hapşıranlarda endişelenme durumunun değişmediği, %40,9’unun Öksüren/hapşıranlardan endişelenme durumunun arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %50’sinin Sağlığı hakkındaki endişelerinin arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %63,6’sının COVİD-19 hastalığına yakalansa bile hastalığı yeneceğine dair inancının arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %63,7’sinin bireysel sağlığı hakkında diğer insanlara göre kaygısının arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %45,5’inin yaşama sevincinin azaldığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %54,5’inin ailesine karşı endişe verici duygularının arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %36,4’ünün dışarıdan yeme içme isteğinin azaldığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %50’sinin sağlıklı beslenmeye karşı dikkatinin arttığı, %45,5’inin sağlıklı beslenmeye karşı dikkatinin değişmediği görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %54,6’sının COVİD-19 salgını nedeniyle işini kaybetme kaygısının arttığı, %22,7’sinin ise işini kaybetme kaygısının azaldığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %50’sinin gelecekle ilgili karamsarlığının arttığı görülmektedir.
  • Çalışmaya katılanların %45,5’inin kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunma isteğinin azaldığı, %40,9’unun ise kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunma isteğinin arttığı görülmektedir.
  • COVİD-19 salgınına ilişkin olarak “Tedbirler ve Kurallara Uyma” Konusunda önermelere katılma durumu dağılımı

    1. COVİD-19 salgını nedeniyle Türkiye genelinde alınan koruyucu ve önleyici tedbirler yeterlidir.
    2. COVİD-19 salgını nedeniyle yaşadığım il genelinde alınan koruyucu ve önleyici tedbirler yeterlidir.
    3. COVİD-19 salgını nedeniyle çalıştığım kurumda alınan koruyucu ve önleyici tedbirler yeterlidir.
    4. COVİD-19 salgını nedeniyle çalıştığım kurumun yaptığı açıklama ve bilgilendirmeleri yeterli buluyorum.
    5. COVİD-19 salgınına karşı, evden işime gelene kadar geçen sürede benim dışımdaki insanların maske takma ve sosyal mesafe kurallarına uymadıklarını düşünüyorum.
    6. COVİD-19 salgınına karşı, çalışma arkadaşlarımın maske takma ve sosyal mesafe kurallarına uymadıklarını düşünüyorum.
    7. COVİD-19 salgınına karşı, apartman/sokak komşularımın maske takma ve sosyal mesafe kurallarına uymadıklarını düşünüyorum.
    8. Türkiye’de Koronavirüs konusunda bilgilendirmelere ulaşmakta zorluk çekiyorum.
    9. Koronavirüs sürecinde maske ve sağlık desteğine ulaşmada zorluk çekiyorum.
    10. Pandemi salgını sürecinde Türk vatandaşları ile Türk vatandaşı olmayanlar arasında hiç ayrım yapılmıyor.
    11. Türkiye’deki Koronavirüs ile mücadele benim ülkeme göre çok daha başarılı.









      COVİD-19’UN EKONOMİK DURUMU ETKİLEME DAĞILIMI



      COVİD-19 SALGININA İLİŞKİN OLARAK “DAVRANIŞ ŞEKİLLERİ” DURUMU DAĞILIMI

      1.Ellerimi sık sık yıkama/kolonya kullanma isteğim,

      2.insanların salgın hastalıklarıyla ilgili kişisel tedbirler almadıklarıyla ilgili düşüncem,

      3.Hastalığa yakalanma riskimin arttığına ilişkin düşüncem,

      4.Öksüren/hapşıranlardan endişelenme durumum,

      5.COVİD-19 konusundaki haberleri takip etme istekliliğim,

      6.Sağlığım hakkında endişelerim,

      7.Gelecek ile ilgili karamsarlığım,

      8.Kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunma isteğim,

      9.Sağlıklı beslenmeye karşı dikkatim,

      10.Dışarıdan yeme içme ile ilgili istekliliğim,

      11.İşlerimle ilgili odaklanmada güçlük yaşama durumu,

      12.Aileme karşı endişe verici duygularım,

      13.Yaşama sevincim,

      14.Bireysel sağlığım hakkında diğer insanlara göre kaygılarım,

      15.Modern tıbbın iyileştirici gücüne olan inancım,

      16.Uyku düzenime uymakta zorlanma durumum,

      17.COVİD-19 hastalığına yakalansam bile hastalığı yeneceğime dair inancım,

      18.COVİD 19 salgını nedeniyle işimi kaybetme kaygılarım,











      SONUÇ VE ÖNERİLER

      İnsanlar kısa süreliğine de olsa bulundukları yerden bir umutla başka bir ülkeye gitmektedir. Yolculuk öncesinde nelerle karşılaşacağını bilmeden, sadece duyduğu iyi örneklerle heyecan ve umut ile harekete geçmektedirler.

      Bu çalışmada elde edilen bulguların yeni başlayacak olanlara yol gösterebileceği düşünülmektedir.

      Çeşitli nedenlerle Türkiye’ye gelen Kırgızistan vatandaşlarının en önemli amaçları ekonomik olarak kazanım sağlamak ve bu kazanımlarını ülkelerinde kendilerini bekleyen yakınları ile paylaşmak olarak görülmektedir. Bu amaç kendilerini hem heyecanlandırıyor hem de suistimale açık bir ortam yaratmaktadır. Türkiye’ye gelmeden önce geliş yolları, geldiklerinde kalacak yer durumları, çalışmak için iş bulma durumlarının her aşamasında yanlış kişilerle karşılaşıp sıkıntı yaşama ihtimalleri olabilmektedir. Türkiye’ye ücret karşılığı firmalardan hizmet alınabilmekte, ancak bu firmaların önemli bir kısmı bu insanların heyecanlarını ve umutlarını sömürerek haksız kazanç elde edebilmekte ve bu yolculuğa çıkan insanların hayallerini ve umutlarını söndürebilmektedirler.

      Bu olumsuzlukların önüne geçebilmek için iki aşamalı yol izlenebilir. Bu yöntemlerin paydaşları iki ülke kurum/kuruluşları, deneyimli şirketler ve sivil toplum kuruluşlarının olabileceği önerileri gelmiştir.

       


© Copyrights 2020 | istatistik.com.tr | Tüm Hakları Saklıdır.

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial