TÜİK in rakamlarına göre Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığı görülmektedir. 2014 yılında %8 olan 65+ yaş oranı 2019 yılında %9,1 e yükseldiği görülmektedir. 7 milyon 550 bin 727 kişi olan 65+ yaş nüfusun %62,8 i 65-74 yaş aralığında, %28,2 si 75-84 yaş aralığında ve %9,1 i de 85+ grubunda yer aldıkları görülmektedir. 85+ yaş grubunda olan nüfusun 5 bin 567 kişisi de 100 yaş ve üstünde olduğu bilinmektedir.
Türkiye deki hanelerin yaklaşık %22,5 inde en az 1 kişi 65+ nüfus grubunda görülmektedir.
Türkiye’de en az bir yaşlı(65+) fert bulunan toplam 5 milyon 629 bin 421 hanenin yaklaşık %25 inde yani 1 milyon 373 bin 521 inde tek başına yaşayan yaşlı ferlerden oluşmaktadır. 65+ kişi olan tek kişilik hanelerin %75,7 sinde yaşlı kadın, %243 ünde ise yaşlı erkekler yaşamaktadır.
Yaşlı nüfusun en fazla olduğu il %18,8 ile Sinop olurken, bu ili Kastamonu(%17,7), Artvin(16,2) ve Çankırı(%16,2) takip etmektedir. Yaşlı nüfus oranının en az olduğu il ise %3,3 ile Şırnak, Hakkari(%3,4) ve Şanlıurfa(%3,9) olarak görülmektedir.
TÜİK in hane bilgilerinden sonra, Aile bakanlığı verilerine göre yaklaşık 20 bin 65+ yaş grubunda olan vatandaşımız, bakım evi/huzurevinde yaşamaktadır. Ayrıca yaklaşık 160 bin kişiye de evde bakım hizmeti Aile bakanlığı tarafından verilmektedir.
Tüm dünyası ve ülkemizi derinden etkileyen “COVID 19” virüsü salgınının en fazla etkilenen bireylerin 65+ yaş alan kişiler olduğu bilinmektedir. Bu nedenledir ki alınan önlemlerin önemli bir kısmının 65+ yaş alan insanlarımızı korumaya yönelik sosyal izolasyon uygulanmaya çalışılmaktadır. Yaş aldıkça birden fazla hastalıkla mücadele eden yaş almış insanlarımızın COVİD 19 virüsünden çok daha hızlı bir şekilde etkilenirken mücadele gücü de azalmaktadır. 25 Mart 2020 tarihinse sağlık bakanlığının açıklamasına göre 60 yaş üstünde iki vakanın tedaviye olumlu cevap vererek taburcu olduğu görülmüştür.
Tüm bu verilerden hareketle, eve kapanan 65+ yaş grubunun ve aile bireylerinin “COVID 19” virüs salgınına ilişkin algılarının araştırılması amacıyla Türkiye genelinde %95 güven ve %3 duyarlılıklar 1084 kişiyle CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Anketi) yöntemi ile bir araştırma planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Görüşme 12 idari bölünüşe göre lider illerde gerçekleştirilmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar ÖNCÜ GÖSTERGE niteliğinde yorumlanmaktadır.
Tablo 1: Araştırma kapsamında görüşülen 1084 kişinin illere göre dağılımı
Araştırmaya katılan 1084 kişinin illere göre dağılımı göz önüne alındığında en çok İstanbul, Ankara ve İzmir illerine ait katılım gözlenirken en az Erzurum, Trabzon ve Tekirdağ illerine ait katılımın olduğu gözlenmiştir.
BULGULAR
Tablo 2: Araştırma kapsamında görüşülen 1084 kişinin yaş ve haneden kişi sayısına göre ortalama, minimum ve maksimum değerleri dağılımı
Çalışmaya katılanların yaş ortalaması 43,54 olarak görülürken, en düşük 18 en yüksek 85 yaşında oldukları tespit edilmiştir.
Çalışmaya katılanların hanede yaşayan kişi sayıları sorulduğunda en düşük 1 kişilik bir aile ve en yüksek 8 kişilik hanelerden oluştuğu görülmektedir. Hanelerde ortamla olarak en az 4,26 kişinin yaşadığı gözlenmiştir.
Tablo 3: Araştırmaya katılan 1084 kişinin illere göre % dağılımı
Araştırmaya katılanların %39,1 i nin İstanbul’dan, %1,9 u ise Erzurum ilinden katıldıkları görülmektedir.
Tablo 4:Araştırmaya katılan 1084 kişinin cinsiyete göre dağılımı
Araştırmaya katılanların %53 ü nün erkek, %47 si nin ise kadın olduğu görülmektedir.
Tablo 5: Araştırmaya katılan 1084 kişinin yaşadığı yere göre dağılımı
Araştırmaya katılanların %59,9 u nun il merkezinden, %30,3 ü nün ilçe merkezinden %9,9 u nun ise köyden katıldıkları görülmektedir.
Tablo 6: Araştırmaya katılan 1084 kişinin eğitim durumuna göre dağılımı
Araştırmaya katılanların %35,30 u nun yüksekokul mezunu olduğu %2,10 u nun ise okur-yazar olmadığı görülmektedir. İlköğretim ve ortaöğretim mezunu ise sırasıyla 23,30% ve 22,20% dir.
Tablo 7: Araştırmaya katılan 1084 kişinin medeni duruma göre dağılımı
Araştırmaya katılanların %75,10 u nun evli, %21 i nin bekar, %3,90 ı nın ise eşinin vefat ettiği görülmektedir.
Tablo 8:Araştırmaya katılan 1084 kişinin hanesinde 65+ yaş bulunma dağılımı
Araştırmaya katılanların %80,30 u nun hanesinde 65+ yaş kişi bulunmadığı, %13 ü nün hanesinde 65+ yaş 1 kişi bulunduğu, %6,10 u nun hanesinde 65+ yaş 2 kişi bulunduğu ve %0,60 ı nın hanesinde 65+ yaş 3 kişi bulunduğu olarak görülmektedir.
Tablo 9:Araştırmaya katılan 1084 kişinin kimin için endişelendiniz sorusuna verdikleri cevap dağılımı
Araştırmaya katılanların %86,70 i nin çocukları için, %86,50 si nin 65+ anne/babaları için, %85,90 ı nın eşi için, %67,10 u nun tüm aile fertleri için, %39,90 ı nın diğer seçeneği için ve %39,55 i nin ise kendi için endişelendiği görülmektedir. Bu kısımda araştırmaya katılanlar birden çok cevap verebilmişlerdir.
Tablo 10: Araştırmaya katılanların “Hanenizde bulunan 65+ bireyler (yok ise cevaplandırmayın) bu süreçte kendilerini nasıl hissediyorlar?” sorusuna verdikleri cevapların dağılımı
Araştırmaya katılanların cevaplarına bakıldığında 65+ bireylerin %36,90 ı nın şaşkın olduğu, %31,80 i nin kendini işe yaramaz hissetiği, %31,30 u nun kendini kapalı alanda sıkımış hisettiği, %25,75 i nin ailesine düşkün olduğu, %22,95 inin içine kapanık olduğu ve %15,90 ı nın ise korkmuş olduğu görülmektedir. Bu kısımda araştırmaya katılanlar birden çok cevap verebilmişlerdir.
Tablo 11: Araştırmaya katılan 1084 kişinin “Hanenizde bulunan 65+ bireyler COVİD 19 virüs salgınından önce yaptıkları ve şu anda yapamadıkları günlük aktiviteler nelerdir?” sorusuna verdiği cevap dağılımı
Araştırmaya katılanların cevaplarına bakıldığında 65+ bireylerin sosyal hayata dair değişimleri görülmektedir. Burada en büyük farklılık +%13,2 oranı ile TV izlemenin arttığı ve -%41,6 oranı ile camiye gitmenin azaldığıdır. Tv izlemenin artması ve camiye gitmenin azalması durumu 65+ yaş grubuna uygulanan sokağa çıkma sınırlandırmasının gerçekleştiğini işaret etmektedir. Pozitif artışlardan birinin ise +%11,1 oranında torunlar ile ilgilenmek olduğu dikkat çekmektedir. 65+ yaş grubunun hareket sınırının kısıtlandığı açık bir şekilde görülmektedir.
Tablo 12: Araştırmaya katılanların “COVİD 19 virüs salgınından sonra evde kalma zorunluluğu 65+ bireylerde evde yaşadıkları sorunlar nelerdir?” sorusuna verdiği cevapların dağılımı
65+ yaş bireylerin evde kalma zorunluluğundan kaynaklanan sorunlara bakıldığında %58,40 ı nın evde vakit geçirmede zorlandığı, %51,90 ı nın aile dışında birileri ile görüşmede zorlandığı, %41,0 ı nın sürekli bir şeyler yapmak istemeleri, %39,70 i nin evde bulunan diğer bireyler ile çatışma halinde olduğu, %22,40 ı nın kendilerini işe yaramaz hissettikleri ve %9,80 i nin sorun yaşamadığı görülmektedir.
Tablo 13: Araştırmaya katılanların “COVİD 19 virüs salgınından sonra evde kalma zorunluluğu süresince 65+ yaş grubunda olan bireylere evde kaldıkları sürece kendilerini iyi hissetmeleri için neler yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri cevapların dağılımı
65+ yaş bireylerin evde kalma zorunluluğundan kaynaklanan ev içerisindeki davranış tutumlarına bakıldığında Tv ve/veya bilgisayardan ilgisini çeken programları izletme oranının %51,40, sık sık sohbet etme oranının %49,50, bahçeye çıkma oranının %32,30, mutfakta görev dağılımı yapma oranının %22,0, uzaktaki kişiler ile telefon ile görüştürülme oranının %17,80, kendisinin yapabileceği işler üretme oranının %15,90, evde spor yaptırma oranının %13,10, kitap okumayı sağlatma oranının %13,10 ve pek bir şey yapmıyoruz diyenlerin oranının ise %4,20 olduğu görülmektedir. 65+ yaş bireylerin ev içerisinde yeni ilgi alanları yaratma, ilgi ve desteğin yoğunlukta olduğu görülmektedir.
ÖNE ÇIKANLAR