24
Şub.
Türkiye’nin Çevre Performans Endeksi(EPI)
Yale Üniversitesi girişimiyle hazırlanan Çevre Performansı Endeksi (EPI), 180 ülkenin çevre politikaları ve uygulamaları konusundaki başarısını değerlendiriyor. EPI, çevre sağlığı ve ekosistem canlılığı konusunda 180 ülkeyi sıralıyor. Bu göstergeler, ülkelerin belirlenmiş çevre politikası hedeflerine ne kadar yakın olduğuna dair ulusal ölçekte bir ölçü sağlıyor.
Çevre Performansı Endeksi’nde 180 ülke arasında Estonya 75.3 puanla birinci sırada yer alırken arkasından sırasıyla Lüksemburg, Almanya, Finlandiya ve Birleşik Krallık geliyor. Türkiye, 2018 yılında 108 sıradayken 2020 yılında 99. sıraya yükselmişti. 2022’de 172. sıraya gerileyen Türkiye, 2024 yılında 37.6 puanla 140. sırada. Listenin en sonunda ise Vietnam bulunuyor.
Çevresel sağlık politikası ülkelerin toplumu çevresel sağlık risklerinden ne kadar iyi koruduklarını gösteriyor. Çevresel sağlık dört başlıkta değerlendiriliyor; hava kalitesi, sanitasyon ve içme suyu, ağır metaller ve atık yönetimi. Türkiye hava kalitesi değerlendirmesinde 180 ülke arasından 111. sırada bulunuyor.
EPI değerlendirme kriterlerine göre Türkiye’nin en düşük sıralamaya sahip olduğu politika kategorisi ise Ekosistem Canlılığı. Bu kategori, ülkelerin kendi sınırları içinde doğal ekosistemleri ve tüm biyoçeşitliliği korumaya yönelik politikalarını değerlendiriyor. Türkiye ekosistem ve biyoçeşitliliği sağlama kategorisinde 180 ülke arasında 165. sırada bulunuyor. İklim Değişikliği kategorisinde ise Türkiye 119. sırada.
Peki Türkiye’nin EPI endeksini arttırmak için neler yapmalıdır?
Türkiye’nin çevresel performans endeksini (Environmental Performance Index – EPI) yükseltmesi, çevresel sürdürülebilirliği artırmak ve ekolojik dengeyi korumak için çeşitli stratejilerin benimsenmesini gerektirir. EPI, bir ülkenin çevresel politikalarının ve uygulamalarının etkinliğini ölçen bir endekstir ve genellikle hava kalitesi, su yönetimi, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, atık yönetimi gibi birçok faktörü içerir. Bu endeksi yükseltmek için aşağıdaki adımlar uygulanabilir:
- Sıfır Emisyon Politikaları:
- Karbon Emisyonlarını Azaltma: Fosil yakıtların kullanımını azaltarak yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapılmalıdır. Bu, ülkedeki karbon ayak izinin düşürülmesine yardımcı olur. Özellikle güneş, rüzgar, hidroelektrik gibi temiz enerji kaynaklarının kullanımı artırılmalıdır.
- Elektrikli Araçlar ve Yeşil Ulaşım: Elektrikli araçların teşvik edilmesi ve toplu taşıma sistemlerinin çevre dostu hale getirilmesi önemlidir. Ayrıca, bisiklet yolları gibi sürdürülebilir ulaşım alternatiflerinin artırılması da faydalıdır.
- Su Kaynakları Yönetimi:
- Verimli Su Kullanımı: Su kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılması için tarımda su tasarrufu sağlayan teknolojiler kullanılmalı ve endüstriyel su tüketimi optimize edilmelidir.
- Atık Su Arıtma: Su kirliliğini azaltmak için daha etkili atık su arıtma tesisleri kurulmalı ve endüstriyel atıkların su kaynaklarına karışmasının önüne geçilmelidir.
- Biyolojik Çeşitliliği Koruma:
- Doğal Alanların Korunması: Ulusal parklar, ormanlar ve diğer korunan alanların sayısı artırılmalı ve bu alanların korunması için gerekli önlemler alınmalıdır.
- Avcılıkla Mücadele ve Ekosistem Restorasyonu: Nesli tükenmekte olan türlerin korunmasına yönelik yasalar sıkılaştırılmalı ve ekosistemlerin restore edilmesi sağlanmalıdır.
- Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm:
- Sıfır Atık Hareketi: Atıkların geri dönüşüm oranının artırılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve sıfır atık hareketine odaklanılması gerekir.
- Plastik Kirliliği ile Mücadele: Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması veya sınırlanması, plastik atıkların geri dönüşüm süreçlerine entegre edilmesi önemlidir.
- Yeşil Tarım ve Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları:
- Organik Tarım: Tarımda kimyasal gübre ve pestisitlerin kullanımını azaltarak organik tarım uygulamalarını teşvik etmek, toprak sağlığını korur ve su kaynaklarını kirletmez.
- Su Tasarrufu ve Toprak Koruma: Tarımda su tasarruflu sulama sistemleri, toprak erozyonunu engelleyen teknikler ve biyolojik çeşitliliği destekleyen tarım yöntemleri kullanılmalıdır.
- İklim Değişikliği ile Mücadele:
- Karbon Piyasaları ve Emisyon Ticareti: Emisyonların ticaret yoluyla sınırlandırılması, karbon piyasalarının etkin kullanımı ile ülkeler karbonsuzlaşma süreçlerine hız kazandırabilir.
- İklim Adaptasyonu: İklim değişikliğinin etkilerine karşı adaptasyon stratejileri geliştirilmelidir. Bu, özellikle su baskınları ve kuraklık gibi felaketlere karşı hazırlıklı olmayı içerir.
- Çevresel Eğitim ve Kamu Bilinçlendirme:
- Çevre Bilincinin Artırılması: Halkın çevresel sorunlar hakkında bilgilendirilmesi ve çevre dostu yaşam biçimlerinin teşvik edilmesi gerekir. Okullarda ve topluluklarda çevre eğitimi artırılabilir.
- Sosyal Kampanyalar: Çevre dostu davranışları teşvik etmek için sosyal medya kampanyaları ve toplumsal projeler düzenlenebilir.
- Politikaların ve Yasaların Güçlendirilmesi:
- Çevresel Regülasyonlar: Çevre dostu yasaların uygulanabilirliğini artırmak için denetim ve cezai yaptırımların etkinliği artırılmalıdır.
- Uluslararası İşbirliği: Çevre sorunları küresel olduğu için, diğer ülkelerle işbirliği içinde uluslararası çevre protokollerine katılım sağlanmalıdır.
- Sürdürülebilir Şehirleşme:
- Yeşil Binalar ve Altyapı: Enerji verimliliği yüksek, çevre dostu binaların inşa edilmesi teşvik edilmelidir. Ayrıca, şehir içindeki yeşil alanların artırılması gerekir.
- Atık Yönetimi ve Su Arıtma Sistemleri: Şehirlerde daha etkili atık yönetim sistemleri ve su arıtma tesisleri kurulmalı, yerel yönetimlere çevre dostu teknolojiler sağlanmalıdır.
Veri Toplama ve İzleme Sistemlerinin Kurulması:
- Çevre İzleme: Çevresel parametrelerin sürekli izlenmesi için daha gelişmiş veri toplama ve analiz sistemleri kurulmalıdır. Bu, çevresel performansın zaman içinde izlenmesine ve gerektiğinde müdahalelerde bulunulmasına olanak tanır.
Sonuç olarak:
Bir ülkenin çevresel performans endeksini yükseltmesi için, çevreyi koruma yönünde güçlü bir politika, toplumsal bilinç oluşturma, sürdürülebilir ekonomik modeller ve teknolojik yenilikler gereklidir. Hem kısa vadeli çözüm odaklı hem de uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejileri benimsenerek çevresel etkiler minimize edilebilir ve gelecekteki nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakılabilir.